Skip links

Hisse Devirlerinin Vergisel Boyutu

Bunu Yazıyı Paylaş

I-GİRİŞ

Pay veya hisse kavramının tanımına vergi kanunlarında yer verilmemekle birlikte, bu kavramın 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununda[1] da tanımlanmadığını görmekteyiz. Genel anlamıyla sermaye paylarını ifade eden pay veya hisse kavramı, bunun kıymetli evrak haline dönüştürülmesi ve sermayeyi temsil etmesi neticesinde pay senedi veya hisse senedi olarak ifade edilmektedir. Türk Ticaret Kanununun 135. maddesi kavramlar başlığını taşımakta olup, “ortaklık payı”, şahıs şirketlerindeki ortaklık payını, anonim şirketteki payı, limited şirketteki esas sermaye payını, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketteki ortaklık payını ifade eder şeklinde düzenlenmiştir.

Türk Ticaret Kanununun 484. maddesinde pay senetlerinin, hamiline veya nama yazılı olduğu, bedelleri tamamen ödenmemiş olan paylar için hamiline yazılı pay senetleri çıkarılamayacağı hüküm altına alınmıştır.

Şirket ortaklarından biri veya birkaçının kendisine ait hisse paylarını şirket ortaklarından birine veya dışardan birine devretmesi işlemi hisse devri olarak adlandırılabilir. Şirketler zaman zaman gerek rekabet gücünü artırmak, gerekse sermaye gücünü artırmak gerekse pazarlama ve satış stratejileri gereği hisselerinin tamamını veya bir kısmını devredebilirler. Bu çalışmada gerçek kişi ortaklar tarafından hisse devirlerinin vergisel açıdan ele alınmasına çalışılacaktır.

 

II-HİSSE DEVİRLERİNİN VERGİSEL BOYUTUYLA ELE ALINMASI

Hisselerin gerçek kişiler tarafından devredilmesi halinde elde edilen kazanç “Değer Artış Kazancı” olarak vergiye tabi olmaktadır. Buna ilişkin kanuni düzenleme 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununun[2] Mükerrer 80. Maddesinde düzenlenmiş olup; ivazsız olarak iktisap edilenler ile tam mükellef kurumlara ait olan ve iki yıldan fazla süreyle elde tutulan hisse senetleri hariç, menkul kıymetlerin veya diğer sermaye piyasası araçlarının elden çıkarılmasından sağlanan kazançların değer artış kazancı olduğu “elden çıkarma” deyiminin söz konusu mal ve hakların satılması, bir ivaz karşılığında devir ve temliki, trampa edilmesi, takası, kamulaştırılması, devletleştirilmesi, ticaret şirketlerine sermaye olarak konulmasını ifade ettiği hüküm altına alınmıştır.

Hisselerin kurumlar tarafından devredilmesi halinde elde edilen kazanç kurum kazancı olarak vergilendirilecektir. Buna ilişkin kanuni düzenleme, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun[3] 5. maddesinde düzenlenmiş olup kurumların, en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan iştirak hisseleri ile aynı süreyle sahip oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançların %75’lik kısmı ile aynı süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazların satışından doğan kazançların %50’lik kısmının kurumlar vergisinden istisna olduğu hüküm altına alınmıştır.

 

II.1-LİMİTED ŞİRKET HİSSE DEVİRLERİNİN VERGİLENDİRİLMESİ:

Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 80. maddesinin 4. bendi ile ortaklık haklarının veya hisselerinin elden çıkarılmasından doğan kazançların değer artış kazancı olarak vergilendirileceği hüküm altına alınmıştır.

Yukarıda da yer verdiğimiz üzere, Türk Ticaret Kanunu düzenlemelerine göre limited şirketler tarafından hisse senedi ya da ilmühaber çıkartılamamaktadır. Limited şirketlerde sermaye payı ortaklık payı olarak ifade edilmekte ve hisse senedine bağlanamamaktadır. Bu durumda da limited şirket hisseleri ne zaman satılırsa satılsın, bundan doğan kazançlar “değer artışı kazancı” olarak gelir vergisine tabi tutulmaktadır.

Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 81. maddesi hükmüne göre vergilendirme sırasında, iktisap bedeli, hisselerin elden çıkarıldığı ay hariç olmak üzere, Türkiye İstatistik Kurumu’nca belirlenen Yurt İçi-Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) endeksindeki artış oranında artırılarak tespit edilir. Ayrıca, endekslemenin yapılabilmesi için artış oranının %10 veya üzerinde olması gerekmektedir.

 

II.2-ANONİM ŞİRKET HİSSE DEVİRLERİNİN VERGİLENDİRİLMESİ:

Kanuni düzenlemeye yukarıda da yer verdiğimiz üzere, gerçek kişiler tarafından elde bulunan menkul kıymetlerin ve diğer sermaye piyasası araçlarının elden çıkarılması halinde elde edilecek kazançlar Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 80. maddesine göre “değer artış kazançları” dır.

Söz konusu düzenlemeye göre gerçek kişilerin ivazsız olarak iktisap ettikleri menkul kıymetlerin devrinden elde ettikleri kazançlar ile tam mükellef kurumlara ait olan ve iki yıldan fazla süre ile elde tuttukları hisse senetlerinin devrinden sağladıkları kazançları gelir vergisine tabi değildir.

Söz konusu menkul kıymetlerin alım-satımından elde edilen değer artışı kazançlarında vergilendirmeye esas alınacak kazanç, Gelir Vergisi Kanununun Mükerrer 81’inci maddesine göre elden çıkarma karşılığında alınan para ve ayınlarla sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerin tutarından, elden çıkarılan kıymetin maliyet bedeli ile elden çıkarılma dolayısıyla yapılan giderlerin ve ödenen vergi ve harçların indirilmesi suretiyle bulunacaktır.

Ayrıca Gelir Vergisi Kanununun Geçici 67’nci maddesi hükmüne göre; tam mükellef kurumlara ait olup, Borsa İstanbul (BIST)’ da işlem gören ve bir yıldan fazla süreyle elde tutulan hisse senetlerinin elden çıkarılmasından elde edilen gelirler için Gelir Vergisi Kanunu’nun değer artışı kazançlarının vergilendirilmesine ilişkin Mükerrer 80’inci madde hükümleri uygulanmayacak olup, dolayısıyla bu gelirler için değer artışı kazancı kapsamında yıllık beyanname de verilmeyecektir.

Söz konusu devirler Katma Değer Vergisinden de istisna olup söz konusu düzenleme kanunun 17/4-r maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre; kurumların aktifinde en az iki tam yıl süreyle bulunan iştirak hisseleri ile taşınmazların satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimler ile bankalara, finansal kiralama ve finansman şirketlerine borçlu olanların ve kefillerinin borçlarına karşılık taşınmaz ve iştirak hisselerinin (müzayede mahallerinde yapılan satışlar dahil) bankalara, finansal kiralama ve finansman şirketlerine devir ve teslimleri ile bu taşınmaz ve iştirak hisselerinin finansal kiralama ve finansman şirketlerince devir ve teslimi katma değer verisinden istisna edilmiştir.

Hisse Senetlerinin İktisap Tarihi ve İki Yıllık Süre Hesabı

Hisse senetlerinin elden çıkartılmasından doğan kazancın vergiye tabi olup olmadığının belirlenmesinde, hisse senedinin iktisap tarihi önemli bir husus olarak karşımıza çıkmaktadır. Hisse senetlerinin iktisap tarihi ile ilgili olarak 232 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde[4] hisse senedi üzerinde tasarruf hakkına sahip olunan tarihin iktisap tarihi olarak dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir. Bununla birlikte gerçek kişi ortakların şirketin sermaye artırımına gitmesi dolayısıyla sahip oldukları hisse senetlerinin ve aynı hisse senedinden değişik tarihlerde alım yapıldıktan sonra bunların bir kısmının elden çıkarılması halinde elden çıkarılan hisse senetlerinin iktisap tarihinin belirlenmesi farklılık göstermektedir.

Hisse Senetleri Devrinde Elden Çıkarma Kavramı

Gelir vergisi kanununun mükerrer 80. maddesi hükmüne göre “elden çıkarma” deyimi, yukarıda yazılı mal ve hakların satılması, bir ivaz karşılığında devir ve temliki, trampa edilmesi, takası, kamulaştırılması, devletleştirilmesi, ticaret şirketlerine sermaye olarak konulmasını ifade eder.

Dolayısıyla bu düzenlemeden hareketle hisse senetlerinin elden çıkarılması halinde tahsil edilip edilmediğine bakılmaksızın, madde hükmü çerçevesinde vergiyi doğuran olayın gerçekleştiği düşünülmektedir.

Hisse Senetlerinin İktisap Tarihi ile İlgili Olarak Mali İdarenin Görüş Farklılıkları

Limited şirketin nevi değişikliği yoluyla anonim şirkete dönüşmesi halinde, anonim şirket ortaklarının elde etmiş oldukları hisse senetlerinin iktisap tarihi öteden beri mükellefler ile mali idare arasında ihtilafa yol açmaktadır.

Bu ihtilaflar ve farklı bakış açıları iki yıllık sürenin hesabında farklılıklara ve de vergilemeye ya da vergilememeye yol açmaktadır. Bu farklı bakış açıları aslında idarenin zaman içerisinde görüş değiştirmesi ve hisse senetlerinin iktisap tarihleri ile ilgili olarak farklı görüşler vermesinden kaynaklanmaktadır.

Mali İdarenin; Limited şirketin nev’i değiştirerek anonim şirkete dönüşmesi halinde anonim şirket hisse senetlerinin iktisap tarihi olarak, ortakların limited şirket sermayesine katıldıkları tarihin esas alınması gerektiği yönünde görüşler ve özelgeler verdiği görülmektedir.

Örneğin İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından verilmiş bir özelge;[5] “Bu hüküm ve açıklamalara göre, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu açısından şirketlerde nev’i değişikliği devir hükmünde olduğundan limited şirketinizin Kurumlar Vergisi Kanununun 19 ve 20 nci maddeleri kapsamında anonim şirkete dönüşmesi halinde, limited şirket ortağı olan iki ortağınıza verilecek anonim şirkete ait hisse senetlerinin ilk iktisap tarihi olarak söz konusu iki ortağınızın limited şirketinizin sermayesine iştirak ettikleri tarihin dikkate alınması gerekmektedir.

Öte yandan, nevi değişikliği yaparak anonim şirkete dönüşecek şirketinize ait hisse senetlerinin sahiplerince iki yıldan fazla süre ile elde tutulmuş olması nedeniyle, söz konusu hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğacak kazançlar değer artışı kazancı kapsamında vergilendirilmeyecektir.”

Şeklindedir.

Bir başka özelge [6]; “…Bu hüküm ve açıklamalara göre, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu açısından şirketlerde nevi değişikliği devir hükmünde olduğundan, limited şirketinizin Kurumlar Vergisi Kanununun 19 ve 20 nci maddeleri kapsamında anonim şirkete dönüşmesi halinde, limited şirket ortaklarınıza verilen anonim şirkete ait hisse senetlerinin ilk iktisap tarihi olarak ortaklarınızın nevi değiştiren limited şirketin sermayesine iştirak ettikleri tarihin dikkate alınması gerekmektedir.”

Şeklindedir.

Hisse senetleri yerine geçmek üzere Türk Ticaret Kanunu hükümleri gereğince geçici ilmühaberler çıkarılması halinde, vergilemeye esas alınacak iktisap tarihi olarak ilmühaberlerin çıkarıldığı tarihin esas alınması gerektiği yönünde mali idarenin görüşü. İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığının özelgesi[7]; “… Bu hüküm ve açıklamalara göre, şirket yönetim kurulu tarafından alınan karar doğrultusunda 28/04/2015 tarihinde çıkarıldığı ancak 28/01/2016 tarihinde karar defterine işlendiği belirtilen geçici ilmühaberlerin ilk iktisap tarihi olarak, tevsik yükümlülüğü tarafınıza ait olmak üzere, geçici ilmühaberlerin çıkarıldığı tarihin esas alınması gerekmekte olup söz konusu geçici ilmühaberlerin iktisap tarihinden itibaren iki yıldan fazla süreyle elde tutulduktan sonra satılması durumunda Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 80 inci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendine göre değer artışı kazancı oluşmayacaktır.”

Şeklindedir.

Mali İdare Limited şirketin nev’i değiştirerek anonim şirkete dönüşmesi halinde anonim şirket hisse senetlerinin iktisap tarihi olarak, anonim şirket hisse senetlerinin basım tarihinin esas alınması yönünde görüş değişikliği yapmıştır.

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı özelgesi 2018 tarihli olup diğer özelgelerden daha sonra tarihli olup Maliye konuya bakış açısını daha da sınırlı ve dar bir kapsama almıştır.

Özelge [8]“İlgide kayıtlı özelge talep formunda, hisselerine sahip olduğunuz ………………… Ltd. Şti.’nin 10.11.2003 tarihinde tescil edilerek kurulduğu, söz konusu limited şirketin 01.12.2015 tarihinde nevi değişikliği yaparak anonim şirkete dönüştüğü ve unvanının ………………. A.Ş. olduğu, 10.05.2017 tarih ve 2017/2 sayılı Yönetim Kurulu Kararı ile sahip olunan tüm hisseler için hisse senedi bastırıldığı, bahse konu hisse senetlerinin satışa konu edilmesi durumunda söz konusu hisse senetlerinin ilk iktisap tarihi olarak limited şirketin kuruluş tarihi olan 10.11.2003 tarihinin mi, nevi değişikliğinin gerçekleştiği 01.12.2015 tarihinin mi, yoksa hisse senetlerinin bastırıldığı 10.05.2017 tarihinin mi dikkate alınacağı hususunda bilgi talep edildiği anlaşılmakta olup konu hakkında Başkanlığımız görüşleri aşağıda açıklanmıştır.

 Yukarıdaki hüküm ve açıklamalara göre; ortağı bulunduğunuz limited şirkete ait ortaklık hakkınız, anonim şirkete dönüşmesinden sonraki bir tarihte (10.05.2017 tarihinde) hisse senedi çıkarılmak suretiyle hisse senedine bağlanmış olduğundan, sahip olduğunuz hisse senetlerinin satışının değer artış kazancı kapsamı dışında değerlendirilmesinin tespitinde, iktisap tarihi olarak şirket hisse senetleri üzerinde tasarruf hakkına sahip olduğunuz (hisse senetlerinin bastırıldığı) 10.05.2017 tarihinin esas alınması gerekmektedir.”

Şeklindedir.

 

III-SONUÇ:

Netice itibariyle anonim şirket hisselerinin gerçek kişiler tarafından elden çıkarılması halinde elde edilecek kazançlar Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 80. maddesine göre değer artış kazancıdır.

Ancak gerçek kişilerin ivazsız olarak iktisap ettikleri menkul kıymetlerin devrinden elde ettikleri kazançlar ile tam mükellef kurumlara ait olan ve iki yıldan fazla süre ile elde tuttukları hisse senetlerinin devrinden sağladıkları kazançları gelir vergisine tabi değildir.

Farklı değerlendirmelere yol açan hususlar limited şirketlerin nev’i değiştirerek anonim şirketlere dönüşmesi sonrasında hisse senetlerinin iktisap tarihi, geçici ilmühaberlerin basılması halinde hisselerin iktisap tarihi gibi hususlardır.

İlmuhaberlerle ilgili olarak 232 seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde açıklamalar yapılmıştır. Buna göre geçici ilmühaberler anonim şirketler tarafından hisse senetlerinin yerini tutmak amacıyla çıkartılan menkul kıymetlerdir. Sahiplerine genel kurul toplantılarına katılmak, oy kullanmak, kar payı almak gibi pay sahipliği haklarını kazandıran ilmühaberler, ilgili anonim şirketçe hisse senetleri düzenlenip ortaklara teslim edildiği anda geçerliliğini kaybetmektedir.

Dolayısıyla ilmühaberlerin elden çıkarılmasından doğan kazançların vergilendirilmesinde, Gelir Vergisi Kanununun hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazançların vergilendirilmesine ilişkin hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.

Zaman zaman geçmişte farklı uygulamalar ve vergi cezaları uygulanmış olsa da gerek yargı kararları doğrultusunda gerekse 232 seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde yapılan açıklamalar doğrultusunda geçici ilmühaberler çıkarmış olan anonim şirketlerde hisse senetlerinin iktisap tarihi olarak ilmühaberlerin çıkarıldığı tarihin esas alınması gerekir.

Konuyu Mali İdarenin özelgelere de yansımış olduğu görüşleri çerçevesinde ele aldığımızda limited şirketlerin nev’i değişikliği sonrasında anonim şirkete dönüşmeleri halinde hisse senetlerinin iktisap tarihi olarak hisse senetlerinin basım tarihinin esas alındığı, bundan dolayı nev’i değişikliği sonrasında şirketlerin bir an önce hisse senedi bastırmaları gerektiğini unutmamaları hisse senetlerinin devri halinde vergilemenin önüne geçebilecektir.

 

Saygılarımla;

Mahmut Bülent YILDIRIM
Yeminli Mali Müşavir
e. Vergi Müfettişi
İKÜ Öğretim Görevlisi

 

Kaynaklar:

– 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu

– 5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu

– 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu

– 232 Sayılı Gelir Vergisi Genel Tebliği

– www.gib.gov.tr

– www.ivdb.gov.tr

– www.resmigazete.gov.tr

Dip Notlar:

[1] 14.02.2011 tarih ve 27846 sayılı RG yayımlanmıştır.

[2] 06.01.1961 tarih ve 10700 sayılı RG yayımlanmıştır.

[3] 21.06.2006 tarih ve 26205 sayılı RG yayımlanmıştır.

[4] 23.03.2000 tarih ve 32998 sayılı RG yayımlanmıştır.

[5] İVDB 20.07.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.16.01-GVK mük.80-1027 sayılı özelgesi

[6] İVDB 18.05.2010 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.16.01-KVK 19-106 sayılı özelgesi

[7] İVDB 21.04.2017 tarih ve 6203 0549-120[mük80-2016/851]-110961 sayılı özelgesi

[8] İVDB 14.02.2018 tarih ve 62030549-120[Mük.80-2017/386]-154561 sayılı özelgesi

This website uses cookies to improve your web experience.