Skip links

2022/2024 – İstanbul Finans Merkezi Kanun Teklifi, 1 Haziran 2022 Tarihinde TBMM Başkanlığına Sunuldu

Bunu Yazıyı Paylaş

Sirküler: 2022-SR-2024

KONU: İstanbul Finans Merkezi Kanun Teklifi, 1 Haziran 2022 Tarihinde TBMM Başkanlığına Sunuldu

 

Türkiye Büyük Millet Meclisine Sunulan Kanun Teklifinin özünü oluşturan genel gerekçesi aşağıda yer aldığı gibidir

İstanbul Finans Merkezi Kanun Teklifi

GENEL GEREKÇE

Günümüz ekonomik ekosistemi içerisinde uluslararası fİnans merkezleri, sürdürülebilir ekonomik büyüme ve finansal piyasaların gelişimi amacıyla yatırımcılara ve kurumlara tasarruflarını yönetme ve finansmana erişim imkanını verimli bir şekilde sağlayan hizmet altyapılarıdır. Küresel ölçekteki fınans merkezleri; fiziki ve teknolojik altyapı ve üstyapı gibi telcnik imkanların yanı sıra güncel ihtiyaçlara cevap veren mevzuat, rekabetçi vergi oranlan, yetişmiş insan kaynağı gibi iş yapma kolaylığı sağlayan unsurlar ile kuluçka merkezi, laboratuvar, akademi gibi girişim ve araştırma bileşenlerini de sunmaktadır. Bu öğeler ile birlikte çeşitli finansal ürünleri, araçlan, yapılan, kurumları ve kuruluşları bir araya getiren uluslararası finans merkezleri, bir ekosistem oluşturarak piyasa paydaşlarının tümüne hizmet vermeyi amaçlamaktadır.

Uluslararası fınans merkezleri kurulma yöntemleri ve idari yapılanmalarına göre farklılık göstermekte ve buna bağlı olarak ayrı şekillerde tanımlanabilmektedir. Uluslararası Para Fonu (IMF) fınans merkezlerini; uluslararası, bölgesel ve dış (offshore) olmak üzere üç gruba ayırmaktadır. Genel kabul görmüş Küresel Finans Merkezleri Endeksi; uzmanlık, bağlantı ve çeşitlilik seviyelerine göre fmans merkezlerini yerel, küresel ve uluslararası olmak üzere üç gruba ayırmaktadır. Onuncu Kalkınma Planı (2014-2018) İhtisas Komisyonu Raporlannda ise finans merkezleri yerleşik küresel finans merkezleri ve kentsel bölgesel finans merkezleri olarak iki grup şeklinde tanımlanmıştır. Bu tarz ayrımların yanı sıra belirli alanda tanımlı ve geniş alanda tanımlı şeklinde gruplama da yapılmaktadır. Küresel Finans Merkezleri Endeksi, aynca bu merkezlerin; iş ortamı, beşeri sermaye, altyapı, finans sektörünün gelişmişliği ve itibar olmak üzere beş ana konuda rekabetçi olması gerektiğini değerlendirmektedir. Bu beş unsurda yakalanan gelişim aynı zamanda fİnans merkezlerinin içinde yer aldığı ekonomilere uzun dönemli ve sürdürülebilir bir büyüme imkanı sağlamaktadır.

Dünyada finansal hareketliliğin arttığı ve sermaye akımlarının ağırlık merkezlerinin yer değiştirdiği bir dönemden geçilmektedir. Bu dönüşüm sürecinde İFM; bankalar, sermaye piyasaları kuruluşları, katılım finansı şirketleri, finansal yatırım ve portföy yönetim şirketleri ile sigorta şirketleri gibi geniş yelpazedeki finansal kurumlan ve kuruluşları tek bir konumda birleştirmeyi amaçlamaktadır. Bunun yamnda yakın coğrafyamızda ortaya çıkan krizler ve pandeminin küresel tedarik zincirleri üzerinde yarattığı yıkıcı etkiler küresel ticaretin önde gelen merkezlerinden biri olan İstanbul’u, güvenli liman olmaya da zorlamaktadır. Bu hedefi başarmak adına, başta uluslararası ticaret alanında olmak üzere finansal hizmetlerin tümüne yönelik sürdürülebilir ve katılımcı yaklaşımlar benimsenecek ve teşvik edilecektir.

İFM’de bankacılık, sigortacılık, yeşil finans, finansal teknolojiler ve katılım finansı gibi stratejik alt sektörlere odaklanmanın yanı sıra, uluslararası finansal hizmetler sektörü içerisinde faaliyet gösteren portföy yönetimi, servet yönetimi, proje finansmanı, fon yönetimi ve reasürans şirketlerinin dünyadaki en iyi uygulama örnekleri doğrultusunda desteklenmesi amaçlanmaktadır. İlaveten İFM’de gerçekleştirilecek finansal hizmet faaliyetlerini destekleyecek; danışmanlık, bilgi işlem, telekomünikasyon ve finansal teknoloji şirketleriyle birlikte bölge genelinde geniş bir ekosistem oluşturulması hedeflenmektedir.

Finansal hizmetler, gerek diğer sektörleri desteklemesi gerekse ekonomide bir denge unsuru yaratması vesilesiyle sürdürülebilir ekonomik kalkınma için oldukça önemli bir role sahiptir. Türkiyenin toplam ekonomik büyüklüğü içerisinde finansal hizmetlerin payı %4 civarındadır. Gelişmiş ülkelerde ise bu oran %8 ila %10 bandmdadır. Finansal hizmetlerin ekonominin içerisindeki payını arttırmak adına, öncelikle finansal hizmetin ihracatına yönelik birçok çalışmanın yapılması planlanmıştır. Finansal hizmet ihracatıyla ülkemizin cari açığının azaltılması ve finansal açıklığın (serbestlik) arttırılması hedeflenmektedir. Bu sayede ülkemizde uzun dönemli ve sürdürülebilir kalkınmanın sağlanması ve finansal piyasaların gelişimi üzerinde olumlu etki yaratılması amaçlanmaktadır. Ülkemizde son yıllarda finansal hizmet ihracatında yukarı yönlü bir ivme yakalanmış olmakla birlikte çok ciddi bir artış potansiyeli olduğu da değerlendirilmektedir. Türkiyenin toplam hizmet ihracatı içerisinde fınansal hizmet ihracatının payı son 10 yılda ortalama %3 seviyesinde gerçekleşmiştir. Bu oran ortalama olarak dünyada %14 iken gelişmiş ülkelerde %25, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) üye ülkelerinde ise %15’tir. Ayrıca, Türkiyenin küresel ihracat pazanndan aldığı pay halihazırda %1 seviyesini geçmişken, küresel fînansal hizmet ihracatı içerisindeki payı %0,8 civarındadır.

İFM’de gösterilecek faaliyetlerin, Türkiyenin fînansal hizmet ihracatına ve ülke ekonomisine önemli ölçüde katkı yapacağı öngörülmektedir. 2036 yılı itibarıyla, İFM’nin Türkiye’nin toplam fînansal hizmet ihracatını yaklaşık 3 kat arttıracağı değerlendirilmektedir. 15 yıl içerisinde İFM’nin Gayri Safı Yurt İçi Hasılaya (GSYH) yapacağı toplam katkının ise 129 milyar ABD dolan olacağı ve böylelikle Türkiye ekonomisine yıllık ortalama 9 milyar ABD dolan katkı sunması beklenmektedir. İFM ile birlikte ayrıca Türkiye’deki toplam iş gücüne 15 yıl içerisinde 102 bin ek istihdam sağlanması hedeflenmektedir. Bu sayının yaklaşık 27 bininin doğrudan İFM içerisinde Türkiye’de yeni faaliyete geçecek olan fınansal kurumlarda çalışacağı öngörülmektedir.

Kanun Teklifimizle getirilen düzenlemelerle, uluslararası fînans kurumlarım ülkemize çekerek, İstanbul’un önde gelen uluslararası bir fînans merkezi haline getirilmesi hedeflenmektedir. Bu doğrultuda hazu-lanan Kanun Teklifimizde öncelikli olarak İFM’yi rekabetçi kılmayı amaçlayan indirim, istisna ve diğer vergi avantajlan düzenlenmektedir. Bu bağlamda öngörülmüş olan teşvik mekanizmaları reel sektör yatırımlarından farklı olarak, uluslararası muadillerindekine benzer şekilde indirim, istisna ve vergi avantajları ile sınırlı tutulmaktadır. Buna ek olarak, Kanun Teklifinde öngörülen düzenlemelerle nitelikli insan kaynağım çekmeye yönelik kolaylıklar getirilmektedir. Teklifimizle aynca 3,4 milyon metrekare alana yayılmış çok katmanlı ve fonksiyonlu bir yapıya sahip İFM’de şeffaf, verimli ve öngörülebilir bir yönetim düzenini sağlamaya dair; yönetim, kiralama, güvenlik, bakım ve temizlik hizmetleri ile yaklaşık 100.000 çalışan ve ziyaretçinin günlük ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik liizmetlerin tek elden gerçekleştirilmesi sağlanacaktır. Bu hizmetlerin sağlanmasına yönelik yetkilerin belirli bir süre ile yönetici şirket lehine tesis edilmesi amacına yönelik düzenlemeler de yer almaktadır.

Kanun Teklifimizde İFM, fınansal kuruluşlarm faaliyet göstereceği ofis alanı ile çalışanların günlük ihtiyaçlannı karşılayacağı ticari ve sosyal üniteleri içeren kapsam dışı alan olmak üzere iki farklı bölüm şeklinde tasarlanmıştır. Kanun Teklifimizde öngörülen indirim, istisna ve diğer vergi avantajlarından faydalanma imkanı; katılımcı belgesi alarak ofîs alanında yer alma ve fınansal hizmet ihracatı gerçekleştirme şartlarına bağlanmışken, nitelikli insan kaynağı çekmeye yönelik düzenlemelerden istifade etme imkanı açısından katılımcı belgesi alarak ofîs alanı içerisinde yer alma şartı yeterli görülmüştür.

 

Saygılarımızla;

Vergi Denetim Danışmanlık ve YMM A.Ş.

This website uses cookies to improve your web experience.